D vitamininin vücuda etkisi nedir?
Kalsiyum ve fosfor seviyelerini düzenler, kemik ve kas sağlığımız için çok önemlidir. Kalbin sağlıklı olarak kasılıp gevşemesini düzenler, hipertansiyon gelişme riskini ve insülin direncini azaltır. Ayrıca bağışıklık sistemimizde rol alarak otoimmün hastalıkların önlenmesini ve inflamasyonun azalmasını sağlar, solunum sistemimizin virüslerle savaşmasında etkilidir.
-D vitamini eksikliği, yetersizliği ne demek? Nasıl anlaşılıyor? Eksikliğinin sağlımıza etkileri nelerdir?
Vücudun D vitamini durumunu gösteren en iyi parametre, bizlerin de klinik pratikte ölçtüğümüz serum 25(OH) vitamin D düzeyidir. Bu parametrenin 20 ng/ml’nin altında olmasını eksiklik olarak değerlendiririz. 20 ile 30 ng/ml arasındaki düzey yetersizliği, 30 ng/ml’nin üzerindeki düzey yeterli olduğunu gösterir. 25(OH) D düzeyi >150 ng/ml olduğu durumlarda vitamin D zehirlenmesinden bahsedebiliriz.
Klinik bulgular vitamin D eksikliğinin derecesi ve süresine bağlıdır. Vitamin D eksikliğinde, kemik mineral yoğunluğunda azalmanın yanı sıra kemiklerde dayanıklılığın azalması anlamına gelen ‘ osteomalazi ‘, yaygın kemik-kas ağrısı, kemik hassasiyeti, kas güçsüzlüğü, yürüme zorluğu ve kırıklar gelişebildiğini çoğumuz artık biliyoruz, ama son yıllarda D vitamininin öneminin bununla sınırlı olmadığını gördük.
-Koronavirüse yakalanma ile Vitamin D seviyesi eksikliği arasında bir bağlantı var mı? D vitamini eksik olan daha kolay mı koronavirüse yakalanıyor? Yeterliyse yakalanma riskimiz düşüyor mu? Bu konudaki araştırma sonuçları nelerdir?
D vitamini, virüslerin yıkımına yol açan birtakım maddelerin salınımını arttırarak bağışıklık savunmamızı güçlendirir, bu virüslerin öldürülmesine yardımcı olur.
Covid-19 virüsünün hücreye bağlandığı reseptör olan ACE2 reseptörü, bu viral enfeksiyonun karmaşık belirtilerinin gelişmesinde koruyucu bir rol oynar. D vitamininin ACE2' nin yapımını arttırdığı düşünülüyor.
D vitamininin diğer solunum yolu virüslerinin çoğalmasını azaltabileceğine dair kanıtlar vardır ve bu, özellikle D vitamini seviyesi çok düşük olan hastalarda, viral solunum yolu enfeksiyonlarına karşı D vitamininin önleyici bir rolü olduğunu gösteren klinik verilerle desteklenmektedir.
-D vitamini seviyesi koronavirüse yakalanan hastalarda, hastalığın seyrine de etki ediyor mu? Yoğun bakım ihtiyacını düşüren bir etkisi görülüyor mu?
D vitamini düzeyleri ile COVID19 şiddeti ve ölüm oranı arasındaki ilişki konusunda henüz yeterli kanıt yok ama yürütülmekte olan çalışmalar var. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar göz önüne alındığında hastalık seyrine olumlu etkileri olduğunu söylemek mümkün.
-Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs tedavisinde D-vitamini kullanılıyor mu? Etkisi tespit edildi mi?
D vitamini desteğinin solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir; bu nedenle pandemi döneminde D vitamini eksikliği olan kişilerin 25(OH) D düzeyini 30 ng/ml’nin üzerine çıkarmak istiyoruz.
-Maltepe Üniversitesi Hastanesi’nde koronavirüs hastalarına D vitamini takviyesi öneriliyor mu? Uygulanıyor mu?
D vitamini seviyesi yeterli olmayan tüm hastalarımıza takviye veriyoruz.
-Risk grubundaki kişilere D vitamini takviyesi yapılması, önleyici olur mu?
D vitamini seviyesi takviyeden önce ölçülmeli mi? D vitamini seviyesinin fazlalığının zararı var mı?
D vitamini takviyesi almak elbette ki hastalığı geçirmemize engel olmaz, ama hastalıkla savaşırken daha güçlü olmamızı sağlayacaktır.
Paracelsus’un çok sevdiğim bir lafı vardır: ‘ Bütün maddeler zehirdir, zehirle ilacı birbirinden ayıran onun dozudur ‘ der. Suyu bile 20 litre içemeyiz mesela. D vitaminine gelince, multivitaminlerin içindeki günlük idame dozlarını almak problem değil, ama yüksek dozlar alınacaksa öncesinde mutlaka seviye ölçümü gerekir.
-Ekmek gibi çok tüketilen yiyeceklerde D vitamini oranını zenginleştirmek daha genel bir tedbir olabilir mi?
Finlandiya, İsveç, Amerika, Kanada gibi bazı ülkelerde bu uygulama var. İyot eksikliği sorunumuzu çözmek için yıllardır sofra tuzuna iyot ekleniyor, buna benzer bir uygulamanın elbette faydaları olacaktır.
-Güneşten D vitamini almak yeterli olur mu? Takviye gerekir mi?
Vitamin D’nin %10- 20 kadarı gıdalar ile alınırken, önemli bir kısmı (%80-90) UVB ışınları etkisiyle ciltte sentezlenir. Sentez için cilde direkt güneş ışını teması gereklidir. Güneş ışınlarının dünya yüzeyine ulaştığı açı D vitamini sentezinde etkilidir. Ülkemizin bulunduğu enlemde vitamin D sentezi Mayıs-Kasım ayları arasında gerçekleşir. Uygun ışın açısı saat 10.00-15.00 arasında olduğundan, D vitamini sentezi için bu saatlerde güneşe çıkılması önerilir.
Yazın uygun saatlerde tüm vücudun güneş ışığı ile ciltte hafif pembelik oluşturacak şekilde karşılaşması durumunda; deride, ağızdan alınan yaklaşık 20.000 IU vitamin D dozuna eşdeğer düzeyde vitamin D sentezi gerçekleşir. Sadece el, kol ve bacakların güneşe maruz kalması durumunda ise yaklaşık 3.000 IU vitamin D sentezi sağlar. Cilt rengi açık olan bir insanda cildin hafif pembeleşmesine 15 dakikada ulaşılabilirken, koyu ciltli bir kişide bu süre 3-4 kat daha uzun olabilir. Faktör düzeyi 15 veya üzerindeki güneş koruyucu kremlerin kullanılması güneş ışınlarının deriye ulaşmasını engellemektedir. Cam ve tül arkasından güneşlenme de vitamin D sentezini engeller. Güneş kaynaklı salgıladığımız D vitamini seviyesi istenilenin altında ise takviye gerekir.
-İstatistiki olarak Türkiye’de D vitamini eksikliğinin yaygınlığı ölçülmüş mü? Ne kadar?
Dünyada yaklaşık 1 milyar insanda D vitamini eksikliği olduğu tahmin edilmektedir. Literatüre bakıldığında, vitamin D durumu farklı ülkelerde, hatta aynı ülkenin değişik bölgelerinde bile farklılık göstermektedir. Ülkemizde D vitamini eksikliğini saptamak amaçlı yapılan çeşitli çalışmalarda %60-70’lerin üzerinde eksiklik görülüyor.
Son olarak bu konuda bizlere önerileriniz nelerdir?
Özellikle pandemi döneminde evlere kapandığımız, daha az güneş ışınına maruz kaldığımız için D vitamini seviyelerimizin daha da düşmüş olabileceğini unutmamamız gerekir. Ayrıca bu süreçte hepimiz daha az hareket ettik, daha çok abur cubur yedik, hastaneler riskli diye düşünerek şeker, tansiyon gibi kronik hastalıklarımız için kontrollerimizi aksattık. Ama biliyoruz ki bu virüsle savaşırken ne kadar güçlü ve sağlıklı olursak, onu o kadar kolay yenebiliriz, bunun için de kronik hastalıklarımızın kontrol altında olması, vücut vitamin depolarımızın yeterli dolulukta olması gerekir.